Varsın bu hikaye babasız bir şaire kalsın.
Ben bile gözlerime bakmaktan korkuyorken, kafamı nasıl kaldırıp da başka gözlerde kendimi görebilirim. Ellerim cebimde meteliksiz şekilde mutluluk sınırlarında akşam ederken elbet benimde vardır bir iki hayalim. Hayatın karartısından gizlice kurulmuş.
Gözlerime bakmayın onlar çok kara bu aralar.
Yuvaları kapkara.
Bekleyişler ne kadar sabırlıysa bende o kadar direniyorum. Hiçbir anlaşmada umut kokulu bir yarında güleceksin yazmasa da, ben kendi züğürt tesellilerimde bir çocuk gibi aldanmaktayım. Umudun önüme sunduğu yalan umutlarla.
Mutluluk!
Ah sen çırılçıplakken utanır bakmazdım hani. Şimdi toprak sarmış seni bu kez de bakamıyorum.
Sanırım ben seni görmeyeceğim.
Her şeye doğru bir adım atarken, kemikleri çürümüş mutluluktan bir tıkırtı bekleten bu umut sanki benimle dalga geçiyor.
İçimde yalanlarla sevişmekten bıkmayan direncimi parça-parça etme hevesleri her dakika can bulurken, ödlek bir tavuk olan yumruklarım neden hayatın yakasına yapışmıyor anlamıyorum.
Gerçekten sinir harplerinde beni çileden çıkartıyorlar.
‘’Hepsi geçecek mutlaka geçecek sen yürü bekleyip çürütme umutlarını’’ diyen umutlarla dolu kafamın içindeki düşünceler neyin peşinde kestiremiyorum.
Kafamı taşıyan ben içinde olmayanda ben!
Ben neredeyim?
Kimim ben?
Kim oluyorum?
Haddim nedir?
Halimi bilen var mı?
Kaçıncı urgan bu çıkarıp attım!
Bilen var mı?
Ya takanlar!
Onları tanıyan yok mu?
Çok mu geldi bu kadar soru işareti ve ünlem?
Canınızı mı sıkıyor bu söylemlerim?
Sesimi duyan kalsın can taraflarımda.
Duymayanlar sizi zaten takmıyorum.
Artık canım yanmıyorsa!
Kimin canı yanıyor?
Annemin mi?
Babamın mı?
Yok!
Babam
Olmaz
O öldü!
Devlerde ölürmüş!
BABAM ÖĞRETTİ!
Yoksa!
Yoksa sevdiklerim mi?
Olmaz!
Olamaz!!
Olmamalı!!!
Onlar birer kırıntı
Daha bir araya getirmeliyim
Tadına varmak için yapmacık hayallerin
En iyisi boş vermek
Ben kaçışların ardındayım.
Kaçışlar benim önümde.
Burada bitti
Şimdilik elveda!
İbrahim Sarp BAYSU
İSTANBUL
|